29 Mayıs 2009 Cuma

Patchwork Çantam



Çanta dizisinde üçüncü bölüm. Bu da klasik patchwork bir çanta. Ortadaki kare kısmı elde hazırladım. Kahverengi ve sarı renkli üçgenlerin oluşturduğu kareler bloğu oluşturuyor. Her zaman söylüyorum ben elde çalışmayı sevdiğimi, ama bu blog makinada kolaylıkla yapılabilir. Bu bloğu daha önce "kırkyamacılara kolay bir yöntem" yazımda anlattığım teknikle kolayca yapabilirsiniz.



Hazırladığım patchwork bloğu altına elyaf koyarak yorganladım.Kahvereng kumaşla etrafına çerçeve yapıp, ağız kısmını küçük pilelerle daralttım. "Kırmızı güllü crazy çanta" da uyguladığım pilelere benziyor. Ama onlar ortada idi, bunları kenarlara yaptım. İçini astarladım. Sarı renkli bantlarla sapa monte ettim. Sapı yine orjinal bambu. Bu sapların çantalarıma hoş bir hava kattığını düşünüyorum. Umarım sizlerde öyle düşünüyorsunuzdur.



Az daha boyutlarını yazmayı unutuyordum. Genişliği 35 cm., yüksekliği 33 cm. Sade kullanışlı bir çanta olduğunu düşünüyorum. Ya siz?

28 Mayıs 2009 Perşembe

Bambu Saplı Tafta Çanta



İşte bu da bitti! Çanta dizim devam ediyor. Bu çanta boyutu itibarıyla geceye uygun görünsede ben bu tip çantaları gündüz de kullanıyorum. Çantanın kumaşları tafta, sapı bambu. Şu plastik bambu sapları hiç sevmiyorum. Her zaman orjinal bambuyu tercih ediyorum.



Çantanın ön yüzü için lacivert ve fuşya taftaları şerit şeklinde birleştirdim. Aslında makinada kolay olurdu ama küçük boyutlu parçalarda elde dikmeyi tercih ediyorum. Birleşme yerlerini nakış iplikleri ile işledim. İşlemelerde kum boncuklar da kullandım.



Çantaya hareket lazım diye düşünerek iki çiçekle süslemek istedim. Çiçekleri gümüş rengi ve kırmızı dantel iplikleri ile ördüm. Kum boncuklarla çiçeklerin etrafını da işledim.



İşlemeler bitince çantayı diktim ve astarladım. Çantanın genişliği 29 cm, yüksekliği ise yaklaşık 20 cm. oldu. Yazın farklı renklerde kumaş çantaları kullanmak inanın çok keyifli oluyor.

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Kırmızı Güllü Crazy Çanta



İşte en son çalışmam. Yazın kumaş çantaları kullanmanın keyifli olduğunu düşünenlerdenim. Bu yüzden birkaç gündür yoğun çanta üretim faaliyetleri içindeydim. Birkaç tane çantayı birden yapmaya başladım. İlk biten bu oldu. Diğerlerini de bitirdikçe paylaşacağım.
Çantanın ön yüzü carzy (çılgın). Crazy'nin klasik çalışılma tekniği ile hazırladım. Kırmızı, pembe ve bordo tonlardaki kumaşları birleştirdim. Bağlantı kısımlarına iğne oyası, sutaşı, dantel, boncuk yani "ne bulduysam" diktim.
...


Üst kısmına içinde kullandığım kumaşlardan yaptığım gül ve iki yaprağı koydum. Çantanın ağız kısmını pile yaparak biraz daralttım. Saplarını kumaşından yaptım. Kumaşı tersinden elyafla birlikte dikip çevirerek oluşturdum.
...
Çantayı dikme kısmı benim için sancılı bir süreç oluyor. Çünkü kendi geliştirdiğim tekniklerle dikiyorum. "Kullanırken nasıl olmasını isterdim?" diye düşünüyorum. Ona göre bir yerlerini değiştiriyorum, düzeltiyorum. Herşeyi bitirdikten sonra içini astarladım. Astar çantanın boyundan biraz kısa. Bu çantanın içi dolunca sarkmasını önlüyor.
...
İşte çantamız! Boyutu, sapları hariç 39x43 cm. Gözünüzde canlandırması daha kolay olsun.

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Naçizane fikrimdir, lütfen izleyin...



Daha önce izlememek benim ayıbım belki ama zararın neresinden dönsem kardır. Sunay Akın'ın tek kişilik gösterisi "Sunay Bey Tarihi" ni izledim. Popüler gösteriler veya oyunlar arasında pek değil sanırım, her yerde reklamı da yok ama ben bayıldım.

Sunay Akın'ı öteden beri beğenirim. Televizyon programını çok fazla takip edemiyorum, rastlarsam konuşulan konular beni ilgilendirirse izliyorum. Ama Sunay Akın'ın şiirlerini, gazete yazılarını severim.

"Beceriksiz" şiirinden şu bölüm gibi:
...
Kabuğunu koparmadan
Ne bir elmayı soyabildim
Ne de iyileştirebildim bir yaramı
Ama karşıma çıkınca
Kızmadım hiç elma kurduna
Bendim çünkü bıçağı saplayan
Onun yurduna...
...



Ve kısmet bu güne imiş. Sunay Akın' ı bu kez sahnede izledim. Tarihe farklı bakışı ve yakaladığı ayrıntılarla oluşturduğu kısa hikayeleri paylaştığı oyuna bayıldım. Farklı hikayelerinin hepsi tarihsel gerçekleri temel alıyor; ve kendi deyimiyle "yazılmamış tarihi" anlatıyor.

Hepsi birbirinden çok ayrı görünen insanların, hayatın bir yerinde kesişen hikayeleri çok etkileyiciydi. Sunay Akın'ın ne kadar büyük bir araştırmacı olduğunu anladım. Öyle ayrıntıları araştırmış ki, izleyince gerçek olamaz diyorsunuz. Aramızdan birinin yaşanmışlıklara ve tarihe bu kadar saygılı olduğunu görmek bana çok iyi geldi.



Naçizane fikrimdir, lütfen izleyin.

MARTI

Her vapur dumanının ardına
Yüreği sıcak
Bir insan sanıp takılırken
Tüyleri ıslanan bir martı olduğumu
Hem azarlayan
Hem de sırtıma havlu koyan anneme anlatamam...
...
Sunay Akın

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Nerede Kalmıştık!

Birkaç günlük kısa bir aradan sonra tekrar bilgisayarımın başındayım. Bu ara blogumla da beni takip eden arkadaşlarımla da ilgilenemedim. Birkaç günlük bir yoğunluk yaşadım ama artık herşey normal düzenine döndü. Ben de "nerede kalmıştık" diyebildim.

Sallanan sandalyemin kışlık halini sizlerle paylaşmıştım. Bu da yazlık hali...



Yastık ve minderi her zaman olduğu gibi elde patchwork yaparak hazırladım. Bunlar da kumaşı kartonlara sararak yani "kağıtlı patchwork" tekniği ile yapıldı. Yastık ve minderi yaptıktan sonra rahat duramadım pufa da aynı renk kumaşlarla bir kılıf hazırladım. Aslında pufu kaplamak da mümkündü; ama bana güven olmaz bir süre sonra sıkılırsam değiştirmesi kolay olsun diye kılıf yapmayı daha uygun gördüm.



Yastık ve minderin kare parçalarını birleştirdikten sonra oluşan ön yüzü elyafla yorganladım. Arka yüzünü kot kumaşla diktim. Kenarlarını bordo verev biye ile tamamladım. Arka ortaya diktiğim düğmelerle açılıp kapanıyor.



Sallanan sandalyede dar yastığı daha çok seviyorum; daha kullanışlı oluyor. Bu yüzden yastığı 30x50 cm. hazırladım. Kareler 10x10 cm.; dolayısıyla yastık 15 kareden oluşuyor. Minder ise 50x50 cm. yani 25 kareden oluşuyor.



Sallanan sandalyem canlı ve cıvıl cıvıl oldu. Tıpkı yaz gibi...

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Kırkyama'cılara Kolay bir Yöntem

Herkese merhabalar! Şimdiye kadar sizlerle hep yaptığım el işlerimi paylaştım. Nasıl yaptığım hakkında bilgi vermeye çalıştım. Amacım ilgilenen arkadaşlara farklı bir fikir verebilmekti.


Bugün blogcu arkadaşlarımdan biri ilk patchwork denemesini bizlerle paylaşmış. Çok da güzel bir deneme olmuş. O'nun çalışmasını incelerken, yaptığı blokun kolay yapılabilmesi için bildiğim bir yöntem aklıma geldi. Bu yöntemi sizlerle paylaşmak istedim. Bu yöntem makina ile çalışmada uygulanabiliyor. Mutlaka bilenler vardır; ama bilmeyenlere benden bir katkı olsun.


Aşağıdaki gibi bir blok yapmak için yapılacak temel iş, iki üçgenle bir kare oluşturmak. Bir sarı ile bir turuncu üçgenden oluşan küçük karelerle oluşuyor bu blok.





Şimdi bu küçük kareleri oluşturmak için ne yaptığımıza gelelim. Bunu gösteren bir şemayı aşağıya çizmeye çalıştım. Farklı renkteki iki kare parçayı ön yüzleri birbirine bakacak şekilde üst üste koyuyoruz. (Alttaki resimde mavi ve sarı renkli kareler) Sonra şemada gösterdiğim gibi; önce köşeden köşeye bir çizgi çiziyoruz.(Kırmızı çizgi) Sonra bu çizginin yarım santim sağından ve solundan iki çizgi daha çiziyoruz; ve bu çizgilerden makina çekiyoruz. En son da ortadaki kırmızı çizgiden kesiyoruz. Böylece elimizde iki renkli, iki ayrı kare oluyor.




Bu karelerle pekçok modelde blok oluşturulabilir. Ben iki tane örnek seçtim. Umarım sizlere çalışmalarınızda faydası olur.

Altıgen Çiçekli Örtü

Yaz geldi. Yaşasın! İki gün içinde havalar ısındı ve yaz geldi. Çok mutluyum, çünkü yaz mevsimini sevenlerdenim. Sıcaktan falan hiç şikayet etmem. Yaz beni neşelendirir, heyecanlandırır. Beni bir de patchwork heyecanlandırır. Bakın, bu örtü de yaz çiçeklerini hatırlatmıyor mu?



Patchwork'ün klasik çalışmalarından biridir, altıgen parçalar. Altıgenlerle çok farklı şekiller oluşturulabilir. Ben bu örtüde altıgenlerle oluşturduğum çiçekleri ortaya çıkartmak için etraflarını bej rengi altıgenlerle belirledim. Aralarına farklı renk koymadan da çiçekler birleştirilip bir örtü oluşturulabilir. İnanın o da çok şık olur.



Örtümü yine kağıtlı patchwork tekniği ile hazırladım. Kağıtlı çalışmalar çok düzgün oluyor. Ben de düzen hastası bir oğlak burcu olduğum için genellikle bu tekniği tercih ediyorum.Kırmızı çiçeklerimi bordo ve kırmızı tondaki kumaşlarla oluşturdum.



Ortada oluşan bej renkli çiçeği de yorganlayarak belirginleştirdim. Kırmızı çiçekleri de yorganlamaktan geri kalmadım.

Masa örtüsü de olur, koltuk şalı da... Bence bu çiçekler her yere yakışır.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Kurdele Nakışlı Tepsi




Bu kez sizlerle annemin yaptığı bir tepsiyi paylaşıyorum. Bu tepsiyi kurdele nakışını yeni öğrendiği zamanlar yapmıştı. Küçük buldan ipeği kumaş parçalarına farklı çiçekler işledi. Çiçeklerin hepsi dallarında... Her karede farklı bir çiçek, farklı teknikler var. Tablo gibi bir şey... Ben bu tepsiyi servis yaparken kullandığım gibi, sehpanın üzerinde dekoratif olarak da sergiliyorum.



Tepsinin tutma bölümü desenli porselen çekmece kulpları. Annem tepsiyi ham alıp kendisi boyadı. Kulplar da tepsinin eskitme havasına uydu. Aynısından kardeşimde de var. Onun tepsisinin rengi farklı.: Yeşil. (Kendisi yeşil renk hastasıdır.)

Nakışın ayrıntılarını görmek için resmin üzerine tıklayabilirsiniz. Üzerinde cam olduğu için daha yakından fotoğraflayınca parladı. Ama resmin üzerine tıklayınca daha büyük ve ayrıntılı görünüyor.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Carrie'nin çantası

Sex And The City'yi izlediniz mi? Bilmiyorum. Ben hastasıydım. Hala da DVD'lerini izlerim. Aşağıdaki resimle ne alakası var ? diye düşünüyorsunuz, biliyorum. Ama, inanın çok alakalı...

Bu çantayı baş kahramanımız Carrie'nin bir çantasından esinlenerek yapmıştım. Diziyi kankam Aslı'yla izliyorduk. Aslı, Carrie'nin elindeki çantayı gördü ; "Biz bunu yaparız, hadi hemen gidip malzemeleri alalım." diyerek hazırlanmaya başladı. İşimizi yarına bırakmadan hemen alışverişe.

İpliği makrame ipliği, renk gümüş grisi. Orjinali ile benzer yönleri şekli, büyüklüğü ve sapını oluşturan kocaman halka. Halkası metal bir halka. Makrame ipliği ile çantayı örüp, ağız kısmına fermuar diktim. (Bu fermuar dikme işi çok zor oluyor.) Ben üstüne, ince lame dantel ipliği ile ördüğüm küçük çiçekler koydum. Etraflarına da ışıltı versin diye kesme boncuklarla işleme yaptım.

Bu da çantanın arkası. Bu tarafına da iki tane çiçek yerleştirip, işlemiştim. Çok severek kullandığım bi çanta oldu. Gece daha rahat kullanılıyor. Gündüz çantamda taşıdıklarım bu çantaya asla sığmaz.

Yaz gecelerinde küçük çanta kullanmak isteyenler için bir fikir...

10 Mayıs 2009 Pazar

Teşekkürler...




Sevgili Anneciğim,

Daha karnındayken benimle konuştuğun ve bana arkadaşlık ettiğin için,
"Doğduğun gün hayatımın en güzel günüydü." dediğin için,
Pişiklerimi pudralayarak beni rahatlattığın için,
Kocaman sarılmaların ve öpücüklerin için,
Ben öğreninceye kadar sonsuz kere "anne... anne... anne... " yi tekrarladığın için,
Daima "neden? neden? neden? " sorularını sormamı teşvik ettiğin için,
Harika gülümsemelerin ve "benim en iyi arkadaşım" olduğun için,
Bana güvendiğin ve uzaktan seven bir anne olmadığın için,
Hasta olduğum günlerde bütün gece başımda beklediğin için,
Benimle güldüğün, benimle ağladığın için,
"Seni seviyorum" dediğin için,
"Ben sana söylemiştim" lerini dilinin ucuna gelse de yuttuğun için,
Eğitimin bütün kilitli kapıları açacağını öğrettiğin için,
İhtiyacım olduğunda daima yanımda olduğun için,
Hiçbirşeyin kolay elde edilemeyeceğini, başarının çok çalışmak gerektirdiğini öğrettiğin için,
Hayatının en güzel yıllarını bana adadığın için,
Bana sevgimi ifade etmeyi öğrettiğin için,
"Benim biricik annem sen olduğun için TEŞEKKÜRLER..."

Ve hepsinden çok evrendeki "en iyi anne" olduğun için
TEŞEKKÜRLER.


Bu mektubu küçük oğlum bana yazmış. (Yazmasını sağlayan ana sınıfı öğretmeni Didem'e özel teşekkür) Bu sabah 07.30 da şiiri ile birlikte okudu.

Ben de bu teşekkürü önce anneme, sonra da bütün annelere gönderiyorum. Beni "anne" yapan oğullarım Yankı ve Çağrı'ya da teşekkür ediyorum.

Anne olsun ya da olmasın bütün kadınlar annelik duygularıyla doğar. Bu yüzden çocukları olsun olmasın bütün kadınların ANNELER GÜNÜ kutlu olsun.

8 Mayıs 2009 Cuma

Yeni Kolyem



Hep eve, hep eve nereye kadar... Baktım hep evi süslüyorum. Hemen silkindim, kendime geldim. Biraz da kendimi süsleyeyim. İşte bu kolyeyi yaptım.

Aslında ben takı işinden pek anlamıyorum. Ben çiçekleri ördüm, boncuklu kısımlarını annem yaptı. Daha önce yine böyle örme çiçekleri olan kolyemi sizlerle paylaşmıştım. Onun çiçekleri daha renkliydi. Bu kolyede renkleri biraz daha sade kullanmaya özen gösterdim. Çiçekleri merserize iplikle ördüm.

Annem boncuklu kısımlarında kristal ve inci boncuklar kullandı. Altın renkli çivilerle boncukları birleştirdi.

7 Mayıs 2009 Perşembe

Yaz Yastığı



Bu defa örgü bir yastıkla geldim. Bu yastığı geçen yaz örmüştüm renk renk merserize ipliklerle... İnsanın canı yazın ortasında örgü örmek isterse merserize iplikler iyi bir tercih oluyor. Sonra sonuçtan da memnun kaldım. Merserize ile örülen işler kullanıldıkça tüylenmiyor, formu bozulmuyor.
Neyse yapılışına gelelim. Modelini bir dekorasyon dergisinde görmüştüm. Önce kareleri ördüm. Örerken son sırasında diğer kareyle birleştirdim. Gülleri ayrıca örüp karelerin ortasına diktim.

...
Aşağıdaki resimlerde kare parçaların sayıları ve ayrıntıları gözüküyor. Ama ben yine de yazayım. İlk sırada 4 üçlü trabzanla başlanıyor. Sonraki sırada 8, sonra 12, sonra 16 oluyor. Yani her sırada baştan 2 sondan 2 trabzan arttırılıyor. En son sıra 20 trabzanla tamamlanıyor. Köşelerde 4 zincir çekiliyor.
...



Ön yüzü bittikten sonra arka tarafını da aynı örgüyle, kahverengi iplikle bütün olarak ördüm. Ön yüzle arka yüzü kenar oyası ile birleştirdim. Geçen yazdan bu yana kullanıyorum ama yeniliğinden bir şey kaybetmedi...

5 Mayıs 2009 Salı

Bize en çok "sevmek" lazım...

Herkese merhaba! Yeni bir proje ile karşınızdayım. Etrafıma şöyle bir baktım; bize en çok "sevmek" lazım. Sevgiyi en iyi "kalp" anlatır. Hemen kolları sıvadım. Kalpli bir süs hazırladım. Ben kapıma astım. İsteyen istediği yere asabilir.



Kalp bölümünün yapılması gayet kolay. Bir kalp şablonu hazırlıyorsun, ön yüzdeki kumaşı, elyafı ve astarı bu şablonla kesiyorsun. Kumaşın ön yüzü yukarıya gelecek şekilde masaya yerleştiriyorsun üzerine astar kumaşı, onun da üzerine elyafı koyup makina çekiyorsun. Bir kenardan küçük bir açıklık bırakıp çeviriyor ve açıklığı dikip kapatıyorsun.

Sıra geldi kalbimizi asacağımız kısmı oluşturmaya. Bunların bir adı var mı bilmiyorum. Ben şekere benzettim. Uygun renklerle hazırlanan şekerleri ipe dizerek askı kısmını oluşturdum.



Bu işin can alcı noktası bu şekerler bence. Şekerler örtülerin kenarlarında, perdelerde, yastıklarda kısaca pek çok yerde kullanılabilir. Bunu düşünerek aşağıda yapılışını resimlemeye çalıştım. Umarım anlaşılır olmuştur.





Hepinize "sevgi" dolu, "aşk" dolu zamanlar diliyorum.
...

3 Mayıs 2009 Pazar

Sualtı Dünyası



Bu battaniye 1 numarayı beklerken yaptığım "bebek hazırlıkları"mdan bir tanesi. Yani 10 yıllık. Önce 1 numara, sonra da 2 numara çok severek kullandılar. Hem battaniye hem de yatak örtüsü olarak kullandım. Hatta 2 numara hala kullanıyor. Battaniyeyi alıp kanapede keyif yapıyor.



Bu battaniyeyi lacivert polardan yaptım. Yani zemin lacivert. (Daha sonra kardeşimin çocuğuna mavi zeminli olanını da yaptım; mavisi de güzel oldu. ) Etrafına turuncu kumaşla bordür yaptım. Üzerindeki aplikeler de polardan. Yukarıdaki ahtapotun gözleri hareketli oyuncak gözü. Çocuklar için tehlike oluşturmasın diye diktim.



Deniz yıldızlarının gözleri siyah kum boncuk. Arada görülen yosunları nakış ipliği ile işledim.



Bunlar da yengeçler. Gözleri pul ve üzerine dikilen kum boncuktan oluşuyor.



Bu balıklar sol tarafa yüzüyor. Dikkat orada oltanın iğnesi var!


Bu balıklar da sağ tarafa yüzüyor. Neyse ki hiç biri oltaya yakalanmıyor.