27 Mart 2012 Salı

Annemin kapı süsleri...



Benim annem de benim gibi boş duramayanlardan; her gün her saat aklına gelen bir projeyi hayata geçirebiliyor. Son gidişimde kapısında iki tane çelenk gördüm; biri kapının dış tarafında, biri iç tarafında. Bir kapıya bir çelenk de yetmiyor yani. Bu iki çelengi hemen sizlerle paylaşmam gerekiyor.



İlk kapı çelengimizde strafor malzemenin üzerine çuval şerit kaplanmış. Annem keçelerle uğraşmayı çok seviyor. Yeşil ve kırmızı keçeden bu "Atatürk çiçek"lerini hazırlamış. Tellere geçirdiği kırmızı tahta boncukları ben keçelere pek yakıştırdım.



Bu çelenk de üç tane Atatürk çiçeği ve bolca yeşil yaprak var. Yaprakların ortasından bir dikiş geçmiş annem, bu dikiş yapraklara hareket verebilmeyi mümkün kılıyor.



Genel hali böyle görünüyor.



Bu çelenk kapının dış tarafını süslüyor. Bir de iç taraftakini inceleyelim, ne dersiniz?



Bu çelengin gövdesi saten kurdele ile sarılarak kaplanmış. Annemin kurdele nakışı ve brezilya nakışına meraklı olduğunu takip eden arkadaşlarım bilir.



Burada kurdele nakışında kullandığı gül ve yaprak motiflerini kullanmış.



Aradaki bu iki mavi çiçek ortanca. Ortancaları brezilya nakışı iplikleri ile bir sürü düğümle yapıyor. Bence zor ve uğraştırıcı çiçekler bunlar ama annem yapmayı çok seviyor.



Güller telli kurdele ile yapılıyor. Ortalarına çiçek yapımında kullanılan tohumlardan koymuş.



Kristal boncuklarla da hareket getirmiş çelenge...



Genel görünüşü de böyle.

Gördüğünüz gibi annemin kapısı pek süslü ama önemli olan o kapıdan girenler ve içerideki huzur. Hepinize kapısından sevdiklerinizin girdiği evlerinizde, huzurlu günler diliyorum.

22 Mart 2012 Perşembe

Bu haftanın işleri...



İşte bitirdim. Bir önceki yazımda sizlerle paylaştığım iki manzarayı bir yastık ve bir çanta olarak tamamladım.



Yastığımız böyle. Bir önceki yazımdaki manzaraya birkaç küçük ek var. Evdeki çiçek işlemeleri ve bacadan çıkan kalpler. Yastığın kenarına lacivert kumaştan hazırladığım şeriti geçirdim.



Evin kapısının yanına birkaç dal çiçek işledim. Kapının bir tarafında pencere diğer tarafında çiçekler var.



Farklı bir yorganlama uyguladım. Eşit aralıklarla şerit şeklinde yorganladım her parçayı.



Evin çatısından üç tane kalp çıkıyor. Anne, baba ve çocuk kalbi. ( Aslı, Ümit ve Ela) Bu evde mutlu mutlu yaşıyorlar.



Bu hafta İstanbul'a bahar geldi, havalar ısındı. Tabii ben de kendimi dışarıya attım. Neredeyse bütün hafta öğleden sonraları dışarıdaydım. Bu nedenle işlerimi bitirmem uzun sürdü.



Koyun ailesini de çanta yaptım. Bambu sap kullandım. Çantanın ağız kısmına geçirdiğim biyeden bantlarla sapını da tutturdum.



Tombiş tombiş koyunlarım var. Bir tane de kuzucuk...



Daha önce de yazmıştım ama tekrarlayayım. Kuzu hariç, diğer koyunlar ve ağaç keçeleştirdiğim yün kazaklarımdan hazırlandı.



Kırmızı polardan iki yıldız kestim. Uçuk pemde polar parçalarına da yazıyı işledim.



İç kısmına desenli bir astar diktim.



Çantanın arkasını manzarada da kullandığım yeşil kumaştan diktim. Resimde pek görünmemiş ama makina ile paralel çizgiler çizerek yorganladım.



Bu haftanın işleri bunlardı. Yastık hediye olacak. Ela'ya gidecek. Çanta benim.



Koyunları yapmayı çok sevdim. Çantayı ve yastığı dikerken, arada bu kuzucuk ve annesini de hazırladım. O da, olur birşeyler.

Ben bu haftayı güneşle ve baharla beraber çok güzel, enerji dolu geçiriyorum, hepinize de aynı duygularla güzel günler diliyorum.

15 Mart 2012 Perşembe

Akşam bunları yaptım



Hergün yeni yeni yazılar yazan, her gelişmeden bizleri haberdar eden arkadaşlara hayranım. Ama ben yoğunluktan mı, tembellikten mi bilmem bunu bir türlü beceremeyenlerdenim. Bu kez üşenmedim dün akşam yaptıklarımı hemen, taze taze sizlerle paylaşıyorum.



Akşam evde herkes kendi havasında ve odasında vakit geçirince bana da nispeten sakin saatler kaldı. Uzun zamandır kafamda şekillendirdiğim iki manzarayı yapmaya giriştim. Ne olacaklar tam olarak karar vermiş değilim ama bana manzara olsun, çanta yaparım, yastık yaparım hiçbirşey olmazsa pano yaparım.



Bu manzaradaki evi daha önce yapmıştım. Tam bitmedi, bacadan da kalpler çıkacak. Akşam ancak bu kadarını tamamlayabildim. Bir de yorganlanacak tabii. Patchwork de yorganlama bence çok önemli, pek çok işi asıl ortaya çıkaran yorganlama oluyor.



Bu koyun manzarasını daha önce bir yerlerde görmüş arşivime almıştım. Ne zamandır aklımdaydı. Sonunda yapmaya başladım. Koyunlardan turuncu olanı keçe, diğerleri makinada keçeleştirdiğim eski yün kazaklarım. Bu da bitmedi tabii. Üst kısmına bir yazı yazacağım. Biraz daha süslenecek yani.



Yaptığım işlerden bazılarının tasarımları tamamen bana ait oluyor; bazen de görüp beğendiğim projeleri yapıyorum. Aslında başka yerde gördüğüm bir şeyi yaparken de kendi yorumumu katmaya çalışıyorum. Önceki yazımdaki battaniye mesela; tamamen benim tasarımım. Buradaki manzaralardan koyunlu olanı bir yerde gördüm ama arşive kaydederken adresini kaydedememişim sadece fotoğraf var. Bu nedenle asıl adresini paylaşamıyorum. Diğerini ben tasarladım. Mantar ev gibi bir şey.



Bittiklerinde hemen karşınıza çıkarıyorum bu manzaraları. Bakalım ne olacaklar? İnanın şu anda ben de merak ediyorum.

Herkese güzel manzaralı, güneşli, neşeli günler diliyorum.

12 Mart 2012 Pazartesi

Ripple battaniyeye "bebek" yorumu



Sonunda bu da bitti. Daha önce de ördüğüm ripple battaniyelerden sonuncusunu tatlı bir bebek için ördüm. Sevgili arkadaşım Aslı'nın henüz annesinin karnında mutlu mutlu gün sayan tatlı kızı Ela için. Aslı'nın kızı için hazırlık yapmak benim için mutluluk ve heyecan kaynağı oldu.



Benim iki oğlum olduğundan bebek hazırlıkları denince aklıma hemen erkek bebeklere ait temalar geliyor. Kız bebek için birşeyler yapmayı çok istememe rağmen temayı bulmak beni biraz zorladı. Sonunda Şapkalı Sue'nun bulunduğu bir bahar manzarasında karar kıldım.



Battaniyeyi üç ton yeşil bebe yünüyle ördüm. Üzerindekileri aplike yaptım.



Ağacın gövdesini keçeleştirdiğim bir yün kazakla yaptım. Elmaları polardan kestim. Siyah iplikle küçük saplar işledim.



İşte Şapkalı Sue... Bu battaniyede adını "Ela" olarak değiştirdim. Elinde bir elma tutuyor kızımız.



Güneşi sarı polar kumaşla yaptım. Işıkları sarı yünle işledim.



Bir de kelebek kondurayım dedim. Mavi kelebek... Nazar değmesin diye. Bana değil, Ela'ya...



Battaniye böylece tamamlandı. Ama ben hediyeyi paketlemeye yani sunuma da çok önem veriyorum.



İşte bu da battaniyemin paketi.



Bez bir torba diktim. Üzerine de battaniyedeki ağacı, boyutunu biraz küçülterek aplike ettim. Kurdeleden bağı da olacak ama kurdeleyi alamadım. Fakat beklemeden fotoğraflamak istedim.



Aslı merakla bekliyor battaniyeyi. O da ilk burada görecek. Umarım beğenir. Sevgili Ela, bu battaniye seni sıcacık sarsın, annenle ve babanla, mutlulukla, sağlıkla upuzun bir hayat yaşa...

Hepinize en içten sevgilerimle...