31 Aralık 2012 Pazartesi

Mutlu Yıllar Size...



Yeni yıl hepimize sağlık, mutluluk, huzur, başarı ve tüm hayallerimizi getirsin. Mutlu Yıllar...

10 Aralık 2012 Pazartesi

Farklı bir çam ağacı...


Önceki gün paylaştığım anlaşılmaz resimlerden bir tanesi bu panoya aitti. Keçe ve yoyolardan oluşan bir çam ağacı.


.Bu panoyu burada gördüm, bayıldım bayıldım. Fikri oradan aldım ama değişiklikler yaptım. Ben rafa yerleştirmeyi planladığım için patchwork pano şeklinde çalışmadım. Bunun için şöyle bir çözüm buldum.


25x35 cm.lik bir tuvali alıp ince kahverengi keçe ile kapladım. Raptiye yardımı ile kaplama işi çok kolay oldu.  Keçelerin üzerine yoyoları sıcak silikonla yapıştırdım Sonra bu yoyoları tuvale yapıştırdım.


Üç renk keçe, beş farklı kumaşla çalıştım. Sadece yıldızı sarı keçeden yaptım. Diğerlerinin fazla rengarenk olmasını istemedim. Bir de renklerin yılbaşı renklerini çağrıştırmasına özen gösterdim.


Benim rafa yeni yıl geldi. Çam ağacımı koydum, fenerimi, mumlarımı koydum. Birkaç küçük noel baba ve kardan adam objesi, yeni yıl temalı teneke kutularım ve Atatürk çiçeği (poinsettia) ile süslediğim çelengimle rafa yeni yıl geldi.


Evin diğer taraflarında henüz hazırlıklar başlamadı yeni yıl için. Bitmek üzere olan diğer yeni yıl projesi ile en en kısa zamanda burada olmayı umuyorum. 

Herkese, neşeli mutlu bir hafta diliyorum. Yeni yılın coşkusu hepinizi sarsın...

8 Aralık 2012 Cumartesi

Yılbaşı projeleri... Az sonra...



Fazla bir şey yazmıyorum. Bir az sonra yapayım dedim. İşe biraz heyecan katalım değil mi?



Hazırladığım iki yılbaşı projesinin resimleri bunlar. İlkini yarın sizlerle paylaşmayı umuyorum. Bitti sayılır. Bu resimlerde ikisi de tamamlanmamış durumda.

Tahmin var mı?

6 Aralık 2012 Perşembe

Üşümüştü ısındı...

Kısacık bir merhaba... Sizlerle küçük bir şey paylaşıp işlerime geri dönüyorum. Bu fincan komşumun cici kızı Tuğçe'nin. Tuğçe üniversite sınavına hazırlanıyor. Yoğun bir çalışma programı var. Ve artık pek çok liseli gibi güne çok erken saatte başlıyor. Bu nedenle bu fincanın içine kimi zaman çay kimi zaman kahve giriyor. Ama havalar soğuyunca bu fincan böyle pek üşümüş...


Ben de bu fincan üşümesin dedim. Ona bir kazak ördüm.



Kazağın modelini Tuğçe bulmuş. Ben de hemen örüverdim. Model saç örgü ve şeritlerle oluşuyor.


Düz örülen parçayı iki düğme ile birleştirdim. Çok kolay. Alt kısmından başlayıp yukarı çıktıkça kenarlardan arttırdım. Tuğçe bu sabah çayını sıcacık içmiştir umarım.

Yeni yıl projelerime başladım. İki tane pano üzerinde çalışıyorum. Göz açıp kapatıncaya kadar bu sayfalarda karşınızda olacak. 

Bu arada paylaşmadan duramayacağım. Dün bir arkadaşım blogdaki yazılarımda neşeli, mutlu bir hava olduğunu söyledi. Öyle hoşuma gitti ki... Bu işleri mutlu olmak için yapıyor, mutlu etmek için paylaşıyorum. Sevgili Derya bunu hissetmiş. Ve bu da beni çoook mutlu etti. 

Bambaşka neşeli paylaşımlarda buluşmak üzere...

30 Kasım 2012 Cuma

Bu örtü de bitti..

Hani bir önceki yazımda "iki örtü devam ediyor" demiştim ya, işte onlardan biri bu örtü.Tamamladığım gibi sizlerle paylaşmak istedim.


Altıgenlerden oluşan örtüyü en sevdiğim kumaşlarla hazırladım. Genellikle bu tür örtüleri yemek masamda kullanıyorum. Fakat bu kez ferforje ayaklı cam sehpama örttüm.



Altıgen parçalarla oluşan çiçekler birbirine ekleniyor. Örtü aynı şekilde çiçeklerle istenildiği kadar büyütülebilir. Ben fazla büyük istemedim.


Bu örtünün bir benzerini burada sizlerle paylaşmıştım. Onun renkleri farklı idi.


Örtünün alt kısmında ince elyaf kullandım. Altıgenlerin iç kısmından yorganladım. 


Altıgenlerle çalışmak da karelerle çalışmak gibi. Renklerle oynamak mümkün. Ama altıgenler karelere oranla daha zor şekillendiriliyor.


Tamamlanacak bir örtüm kaldı.Önce onu tamamlamam lazım. Sonra da örgülerimi sizlerle paylaşmayı planlıyorum. Yani hemen işlerime dönmem lazım.

Herkese mutlu hafta sonları diliyorum. Sevgilerimle...

22 Kasım 2012 Perşembe

Masa örtüsü...



Karelerimle uğraşıyorum yine... Çok mutluyum çok. Renklerle böyle oynamak bana iyi geliyor. Bu aralar öğleden sonralarım birkaç yakın arkadaşımla birlikte örgü örerek geçiyor. Bu örgüleri (benim ve arkadaşlarımın ördüklerini) yakın zamanda sizlerle paylaşacağım. Akşamları ise patchwork'lere devam ediyorum.Bu örtü de en son bitirdiklerimden biri. İki örtü daha devam ediyor.


Aslında anlatılacak fazla bir şey yok. Elde çalıştım, her zaman olduğu gibi. Kareleri elde birleştirdim. Ortadaki işlemeli büyük karenin iki tarafındaki küçük kareleri simetrik olarak yerleştirdim.


Ortada büyük bir kare var. Üzerine lale ve papatya aplike ettim. Papatyanın ortasında küçük bir yoyo var.


Bu örtüden daha önce de yapmıştım, hala severek kullanıyorum. Fakat aklıma düşünce bir tane daha yapayım istedim. Boş kaldıkça bu karelerden hazırlıyorum. Sonra kareler bazen örtü, bazen çanta oluyor. Çalışma süresi de kısalıyor. Kareler hazır olunca birleştirme aşamasından başlıyorum.


Aynısından bir tane daha hazırlıyorum. Ama onun ortasına aplike yapmayıp, yorganlama ile desen çalışmayı düşünüyorum.Örtü bitti, yorganlamaya başlıyorum. Yani karşınıza çıkması yakındır.


Gelecek program, üst üste sıralanmış.

Buradan bir "az sonra" yapayım. Küçük bir arkadaş grubum var. Aynı yerde oturuyoruz;hem arkadaş hem de komşuyuz. Hemen her gün öğleden sonraları bir araya gelip örgü örüyoruz. Epey bir şeyler çıktı ortaya... Ben de hepsini bir araya getirip sizlere küçük bir sanal sergi planlıyorum. Hem de sizleri becerikli arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum. 

En çabuk şekilde, en yakın zamanda görüşmek üzere...


6 Kasım 2012 Salı

İki çanta: Sonbahar ve İlkbahar

  Kış yaklaşmaya başlayıp örgü aşkı depreşince baktım işler büyüyor.Şal, battaniye derken çabucak bitecek bir şeyler örmeye karar verdim.Bu kararın sonucu iki çanta olarak karşınızda.


 Çantanın alt kısmını farklı, kapağı ile sapını farklı yünlerle ördüm. Çünkü her ikisini de daha önce alıp başka başka işlerde kullanmıştım. Kalan yünler de çantayı bu şekilde tamamlayabildi. 4 Numara kalın tığ ile sık iğne tekniği ile ördüm.


Tabii ki bu sadelikle benim için uygun bir çanta olmadı :) Fakat iki renkli oluşu rengarenk bir süslemeyi kaldırmaz diye düşündüm. Sade bir şeyler düşünürken....



...çantanın kapağı böyle oluverdi.


Kahverengi kalın bir yünle dal yaptım. Üzerindeki yaprakları yeşil keçeyle yaptım.


Yaprakları orta kısmından küçük dikişlerle tutturdum.


Kapatma açma işini çıtçıtla hallettim.


Bitince renklerini sonbahara benzettim. Dökülen yapraklar, yeşiller,kahveler, bejler...


Ama tabii sadece sonbaharla olmaz. Bir de ilkbahar olmalı. Bu çantayı da siyah yünle ördüm. Şekli diğeri ile aynı.


Bu çanta da sık iğne tekniği ile örüldü. Çantayı kapağı ile birlikte ördüm. Sapı sonradan ekledim.


İpliği diğer çantanın ipliğine göre biraz ince. Kalın iplikle daha iyi sonuç alınıyor. Fakat bu da fena olmadı.


Sarı keçeden bir güneş aplike ettim. Güneşi kapağın üst köşesine battaniye dikişi ile diktim. 


İki çiçekten birini kumaş şeritle yaptım. Diğerini keçeden hazırladım. Yapraklar da keçeden yapıldı.


Kapatmak için çıt çıt diktim.





Son söz de şöyle olsun; günleriniz baharlar gibi geçsin...


13 Ekim 2012 Cumartesi

Runner ve peçete halkası

Ekim ayını yarıladık ama ben sezona ve tempoya ancak alışabildim. Çocukların biri sabah, diğeri öğlen okula gidiyor. Ben günün her saati birini hazırlıyor, yemek yediriyor, uğurluyorum. Arada kalan kısa boşluklarda da ortaya bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum.Bu kez bir runner ve peçete halkaları çıktı ortaya...


Masa da pek komik oldu. Runner ve peçete halkasını kullanıma hazır haliyle göstermek için tek kişilik bir masa hazırladım. Tabak , çatal, bıçak da yok:)  Biraz acelem olunca, masa ancak tek kişilik ve biraz boş oldu,  kusuruma bakmayın.



Ortada kaktüslerim var.Bomboş da olmasın değil mi? Asıl yerleri mutfak penceresinin önü. Birkaç saksı daha var, hepsine gözüm gibi bakıyorum. Kaktüslere bayılırım bu arada, evde balkonda bir sürü kaktüsüm var.


Peçete halkasını daha önce bu yazımda sizlerle paylaşmıştım. O zaman bir tane yapmış ve dayanamayıp hemen yayınlamıştım. Halkaların diğerlerini yeni yapabildim. Ama ilk yaptığım halkanın da peçeteye geçen kısmını değiştirdim. Daha önce kumaştan yapmıştım halkayı. Şimdi hazır aldığım plastik halkayı kumaşla sardım. Üzerindeki yo yo ve yaprak, daha önce yaptığımla aynı.


Runner'ı koyu yeşil bir kumaştan hazırladım. Uzun kenarlarını "antika" yaptım. Antikayı çok severim, örtülerin kenarına çok yakıştırırım. Yapmayı da severim. Bu örtünün kenarlarını nasıl yapacağımı düşünürken aklıma geliverdi.


Runner'ın köşelerine üç yoyo ve yapraklarından oluşan küçük demetler koydum. Yoyoları yaptığım kumaş öyle azdı ki dördüncüyü yapmak istesem kumaş yoktu.


Diğer köşedeki yoyo demeti.


Peçete halkasındaki yoyolar diğerlerinden biraz daha küçük. Elimdeki kumaşla bu örtü ve altı tane peçete halkası yapabildim. Adam olana çok bile...

İki tane örtü hazırlıyorum, bundan sonraki yazımda bunlardan ilk biteni paylaşacağım. Hepinize güzel bir hafta sonu ve mutlu bir hafta diliyorum.

25 Eylül 2012 Salı

Rengarenk örtüm



Rengarenk geldim... En son örtüm işte bu. Altıgenlerden oluşan örtüyü her zaman olduğu gibi elde yaptım. Bu kez üzerinde hiçbir makina dikişi yok. Diğer işlerimde en son dikişleri makina ile yaptığım oluyor ama bu sefer öyle değil. Nasıl olduğunu yazının sonunda göreceksiniz.


Papatyalardan oluşan bir örtü .Bu örnek uygulanırken papatyaların arasında boşluk oluşturacak altıgenler konabilir. Ama ben papatyaların bitişik olmasını tercih ettim. İki pembe, iki fuşya, bir mor, bir yeşil, bir de rengarenk papatyam var.


İşte rengarenk papatyam.


Örtüyü parça parça fotoğraflamak istedim. Fuşya papatya...


Yeşil papatya...


Hem pembe hem de fuşya papatya...


Mor papatya...


Yeşil papatya...


İşte burada örtünün arkasından bir görünüş. Ve bu görünüş tamamen dikişsiz olmasının da sırrı. Örtünün kenarını altıgenlerle tamamladım. Böylece tamamı el dikişi ile tamamlandı.


Bu da örtünün arka yüzünün görüntüsü.  




Yapması çok çok eğlenceliydi. Renklerini seçmek, sıralamak süperdi. İlk boş zamanda aynı modeli başka renklerle denemeye karar verdim.

İşler beni bekler. Herkese sevgilerimi gönderiyorum...